Bir varmış bir yokmuş..

Bir varmış bir yokmuşş... Cinderella ve Pamuk Prenses ile büyümüş birisi varmııışşş.. Büyümüş ama aklında o hep masallardaki kıyafetler kalmış... Ne olurmuş sanki onlardan hala giyebiliyor olsaymış. Eh o da sadece çizimleriyle yetinmek zorunda kalmış.. Çizdiklerini giyememiş ama çizip sayfasında paylaşmış..

Uzun aradan sonra yaptıklarımla devam..

Bugün yaptığım kolyelerden bazılarını fotoğrafladık. Doğal Taşlar ve Swarovskilerle renkler ve ışıltılar içinde. Güzel çiçekleri ve ağaçların yeşilini fon yaptık. Kolyelerin taşlarıyla doğa birbiriyle yarış yaptı. Ortaya canlı ve renkli görüntüler çıktı.. 

Fashion Night Out NY 2010...

Bu yıl İstanbul'da da ilk kez düzenlenen Fashion Night Out'un New York'taki gecesini görme fırsatını buldum. Tabi, İstanbul'da olmadığımdan birebir karşılaştırma şansım maalesef yok. Ama haberlerden takip ettiğim kadarıyla İstanbul'daki FNO'da yaşananlar pek farklı değilmiş. Az poşetli, çok meraklı ama bir o kadarda şık ve cesur giyimli kalabalık o mağaza senin bu mağaza benim sokaklarda bir o yana bir bu yana dolaşıyordu..Tabii bizde bu ortama kendimizi kaptırdık. Kalabalıktan mağazalara girip alışveriş yapma şansımız olmasa da  hareketli, renkli, şık bir kalabalıkla birlikte güzel bir gece geçirmek zevkliydi..

Sizinle FNO gecesinde çektiğimiz fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Fotoğraflarda sadece vitrinler var diyeceksiniz. Evet, çünkü diğerleri sadece kalabalık:) Bu arada her ne kadar cansızından(!) ayırt edilmeseler de Versace ve Just Cavalli vitrinlerindekiler canlı mankendi..

Keyifle kalın,



NY'ta gözümüze takılan vitrinler...

Vitrinler dergi kapakları gibidir. Ne kadar özenli ve dikkat çekiciyse içeriğinin o kadar dolu olduğu düşünülür. Ya da bir şekilde içeride olanların dışarıya taşmasıdır. Bir kompozisyon anlatılır vitrinlerde. Öyle ki; o kompozisyonla anlarsın o mağazanın ürün yelpazesini, karakterini, yaşını, renklerini, tarzını, ruhunu... Eğer uyuyorsa kompozisyon sana; hipnotize olup içeri dalarsın; ya uymazsa... İşte o zaman o mağazanın yanından geçer gider arkanı dönüp bakmazsın... Arabulucudur vitrinler; bir bakıma ön pazarlık. Anlamaya çalışırsın bedeni uyar mı, odana yakışır mı, verdiğine değer mi.. İlk onlarla başbaşa kalırsın.. Eğer ikna olursan girersin içeri.. Alçakgönüllüdür, eli açıktır vitrinlerin... Sorgusuz sualsiz, karşılıksız sunar tüm güzellikleri..Hayaller kurdurur...Beklerken yanımızda arkadaşımız olur bizi oyalar. İlham alırsın..Hesapladınız mı hiç kaç saatimiz vitrinlerin önünde geçiyor?..
Yaa, hiç böyle düşünmüş müydünüz vitrinlerin hayatınızdaki yerini?
Haydi o zaman buyrun tatilde bizim gözümüze takılan vitrinlerin bir bölümüne gözatın.. Diğer bölümü mü? Onları da Fashion Night Out ile ilgili yazacağım yazımla atacağım..

New York Fashion Week'ten sokak görüntüleri...